Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.

Işığı gördüm, korktum.

Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.

Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...

Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.

Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;

Aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

Zamanı öğrendim.

Yarıştım onunla...

Zamanla yarışılmayacağını,

Zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.

Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...

Sonra da her insanın içinde,

İyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.

Sonra güvenmeyi...

Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,

Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.

Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...

Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

Evreni öğrendim.

Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.

Sonunda evreni aydınlatabilmek için,

Önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.

Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.

Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,

Bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.

Kendime yazıyı öğrettim sonra...

Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.

Sonra dayanamayıp dönmeyi...

Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...

Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.

Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım.

Düşünmeyi öğrendim.

Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.

Sonra sağlıklı düşünmenin,

Kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde...

Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;

Gerçek namusun, günah elinin altındayken,

Günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...

Ve gerçeğin acı olduğunu...

Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar,

Hayata da “lezzet” kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,

Ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.

Olur ya...

Kalp durur...

Akıl unutur...

Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur, ne de unutur...

(Hz. Mevlana)


ÖYLE TUTKULUYDUN Kİ HAYATA BAŞLARKEN ...
ŞİMDİYSE KÜÇÜCÜK BİR ÇİÇEK TESELLİ EDİYOR SENİ...
ARADAKİ O BÜYÜK BOŞLUĞUN ADI,
AŞK
OLSA GEREK
Cezmi Ersöz
Bir yılın daha sonuna gelmek üzereyiz. Hayat şaşırtıcı bir biçimde çok ama çok hızlanmaya başladı,öyleki sanki 2009 dün gibi yeniydi şimdi ise 2010 için günler kaldı.İnsanlar büyüdükçe zaman daha bi hızlı akmaya başlıyor. Günler , haftalar , hatta yıllar bir solukta geçiveriyor.Eskiden bir şey istediğim veya bir yerlere gidebilmem için bayaaaa beklemem, o çocuk tabiriyle günlerce yatca kalkcaz :) yapmamız gerekiyordu.Hıım birde belirtmek istediğim bişey var bu blog sahibi eskilerden çok bahsediyor acaba bayaaa yaşlımı falan diye düşünmeyin 2009 ile 20, 2010 itibariylede 21 yaşında olacak biriyim yani okadarda yaşlı değilim :)


Bu arada göşüşemediğimiz zaman dilimlerinde hayatımda çok şeyler değişti yenilikler oldu.

2009 benim için bir insanın bir yıl içerisinde yapabileceklerinin ne denli sınırsız olabldiğini gösteren bir yıldı.


Yeteneklermi keşfettiğim, çok güzel arkadaşlıklar elde ettiğim ,yeni ve hayatımın geri kalanında bişekilde yaşamımda olmasını istediğim kişilerle tanıştığım olağanüstü bir yıldı.


Sanırım artık yavaş yavaş büyümeye başladım.Kitap okumanın yaşamımda ayrı bir değeri var artık .Boş zamanlarda değil ayrı bir yer ayırıyorum onlara.


Yazmanında tadına vardım. İnsanlara görünmez bağlarla birşeyler göndermenin de zevkini yaşadım. Kelimelerimi paylaştım ve paylaştıkça çoğaldım.


Bir kumaştan neler yapılabileceğini , onun nasıl ilmek ilmek, nakış nakış süslenebildiğini,bir yemeninin ucundaki oyada hangi anlamların gizli olduğunu gördüm öğrendim.


Ataol Behramoğlu'nun dediği gibi;


Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı


Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana ...

HERKESE İYİ SENELER


MUTLU YILLAR

Sen Bilirsin
Görmediğimden değil...
Yanımda olsan yine özlerdim..
Ve bil ki bu kadar sevmem senden değil
Gitsen benden..
Ben gidişini bile severim..
Aramızda hep aynı fark..
Sen gitmeyi bilirsin

Ben sevmeyi..

Ceyhun Yılmaz



SUNAY AKIN :D

YAZARIM SANA...
YAZMA ... O ZAMAN BEKLİYOR İNASAN
BURAYA ÇOK AZ İNSAN GELİYOR, ÇOK İNSAN GİDİYOR
KALANLARDA BEKLİYOR, AMA BAZEN ÇOK UZUN BEKLİYOR.
YANİ MESELA ZANNEDİYORSUN Kİ;Bİ YOLDAN BİRİSİ GELECEK, BOŞ UZUN BİR YOL...
DEVAMLI ONA BAKIYORSUN... SONRA HİÇ KİMSE GELMİYOR
YAZMA ARKADAŞ
BEN SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIM
YILMAZ ERDOĞAN

:)


Merhaba arkadaşlar. Uzun süredir buralarda değildim :D yani buralardaydım ama teknik sorunlar nedeniyle ulaşamıyordum. Herşey yoluna girdiğine göre artık buralardayım. Görüşemediğimiz zaman zarfında yaşamda bir sürü iyi ve kötü şeyler oldu önemli olan onları nasıl değerlendirdiğimiz ve yaşamımızın süzgecinden nasıl geçirdiğimizdir.

Geçen TVde VOLKAN KONAK'ın eski programlarından birine denk geldim ve seyretmeden geçemedim. Hem VOLKAN KONAK hem de SUNAY AKIN değer verdiğim ve çok sevdiğim iki sanatkar YOL ARKADAŞLARIM :D programı seyrederken bilirsiniz VOLKAN olsun SUNAY olsun hiç birbirlerini konuştumadılar, malum dopdolu insanlar bütün söyledikleri önemli :) VOLKAN şarkılarıyla SUNAY ise hikayeleri şiiriyle programa eşlik ettiler.SUNAY AKIN öyle güzel bir bilgi verdi ki sizinle paylaşmadan edemedim.

Doğru hatırlıyorumdur umarım bir cırcır böceği larvası çok uzun süre olgunlaşmayı bekleyip çok kısa bir sürede de ömrünü tamamlarmış.SUNAY AKIN diyor ki; ''A benim güzel karıncam neden kızarsın cırcır böceğine o senin kadar çok yaşamayacak ki çalışsın yiyecek depolasın,onun ömrü bir ay bırak istediği gibi çalsın söylesin.'' Öyle değil mi arkadaşlar herkesi kendi açımızdan değerlendirip kendi açımızdan yargılıyoruz. Şimdi şöyle bi durun ve düşünün kimlere karınca gibi öğütler verirken hayatlarını ömürlerini önemsemedik. Hadi herkese iyi hafta sonları.Hafta sonu tatiline gidecekler içinde iyi yolculuklar. Pazatesi görüşürüz. :)